Evden Dünyaya: Handan'ın Blogu - metebilge.blogspot.com

19 Yıllık Blog Yolculuğu: Handan'ın Deneyimleri ve Tavsiyeleri

19 yıldır aralıksız yazan ve Türkiye'nin en uzun süreli bloglarından biri olan "BİR"in yazarı Handan ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Bu röportajda Handan bize blog yazmaya nasıl başladığını, blogundan neler paylaştığını, blog yazmanın ona neler kattığını ve gelecek planlarını anlattı.

1. Kendinizi ve blogunuzu kısaca tanıtabilir misiniz?

Merhaba, ben Handan Ev hanımıyım. İki oğlum var ve 2005 yılından beri "BİR" isimli bloğuma yazıyorum. Sanırım Türkiye'de en uzun süre, aralıksız yazılan blog benim bloğum. 15 Mayıs'ta 19 yaşında oldu.

2. Blog yazmaya nasıl başladınız? Sizi bu işe motive eden şey neydi?

Bir gazetenin ekinde yazı okuyup, ilk defa blog nedir orada duymuştum. Hayatım boyunca günlük yazan birisi olarak beni cezbedince bloğumu açtım. Blogger daha Türkçeleşmemişti, linkleri kendimiz html kodları kopyala yapıştır ile ayarlıyorduk, birbirini izlemek için sanırım Blog Arkadaşlığı diye bir oluşumun hazırladığı linki eklemiştim, böylece diğer bloglarla etkileşime geçebilmiştim.

 
O sırada oğullarım üç ve altı yaşındaydılar, hayatım onların çevresinde dönüyordu. Hem kendi içime yolculuk yapabilmek, hem de uzaktaki arkadaşlarıma ve akrabalarıma bizden ses duyurmak için yazmaya başladım. Malum akıllı telefonlar henüz yoktu, bloğa yüklediğim fotoğraflarla annem, kardeşim, bizim evden haber almış oluyorlardı.

3. Blogunuzda ne tür içerikler paylaşıyorsunuz? Hedef kitleniz kimler?

Bloğum tam anlamıyla kişisel günlüğüm. Annelik, kadın olmak, yaşamak üzerine düşüncelerim, komik anılar, gezdiğim yerler, çektiğim fotoğraflar, izlediğim filmler, okuduğum kitaplar, yazdığım hikâyeler, hepsi orada birikiyor. Hedef kitlem kendim ve çocuklarım. Zira bizim için blog geriye dönük merak ettiğimiz her şeyi bulduğumuz yer. Yazarken kendimi iyi hissettiğim ve çok sevdiğim için yazıyorum. Bu arada çok güzel insanlarla yolumun kesişmesi de benim için bloğun bana kazandırdığı en büyük şey.

4. Blog yazmanın size neler kattığını düşünüyorsunuz?

Kendimi sağaltma yöntemim blog. Oraya yazarken düşüncelerim düzene giriyor, aklımdaki sorular ortaya dökülüyor, hayatıma dışarıdan bakıp daha güzel görüyorum. Tabi tüm bunları bir deftere yazarak da yapabilirdim ama biz insanlar sosyal varlıklarız. Paylaştıklarımın birilerine ulaşıp onların yüzünü güldürmesini, ya da düşündürmesini, sevdiğim şeyleri hemen haber verip herkesin faydalanmasını sağlamayı seviyorum. Aynı zamanda kendimi kaybettiğim anlarda blog benim sığınağım.

5. 50-60 yaş arası kadın blog yazarı olmanın zorlukları ve avantajları nelerdir?

Bu soru beni gülümsetti. Ben blog yazmaya otuz dört yaşımda başladım. Şu an elli üç yaşımdayım. Doğrusu arada hiçbir fark görmüyorum. Biz geçen yıllarla değişmeyiz, yaşanmışlıklarımızla değişiriz. Deneyimlerimiz bizi şu an olduğumuz insan yapar. Ben buraya elli yaşımda ulaşırım başkası yirmi yaşında . Dolayısıyla elli yaş on beş yaş ya da yetmiş yaş. Hiç fark etmez. Zamanla belki buraya ayıracak daha çok vaktim olmuştur diyeceğim ama hep buraya ayıracak vakti bulduğumdan o da farklı değil. Dediğim gibi yaşın bununla bir alâkası yok, içinde bulunulan şartların alâkası var.

6. Bu yaş grubundaki kadınlara blog yazmaya başlamaları için neler önerirsiniz?

Her yaş grubundaki herkese önereceğim şeyleri öneririm diyeyim buna da .

Bloglar artık ne kadar aktifler bilmiyorum. Ben internette bir şey aradığımda önüme gelen blog sayısı her geçen gün azalıyor. Günümüzde çok daha farklı sosyal medya araçları ortaya çıktı, dolayısıyla benim gibi kişisel bloglar oraya kaydılar. Gezi ve kitap blogları da öyle sanırım. Yani eğer bir an evvel büyük kitlelere ulaşıp buradan para kazanmak gibi hayaller varsa çok yüksek beklentilerde olmak yanlış olabilir. Ama yazdıklarım kalıcı olsun, eski yazılarıma kolayca ulaşılsın ( Meselâ instagram'da her şeyi günlük görebiliyoruz, eskiye dönük bir şeyi bulmak çok zor ) , karmaşada kaybolmasın istiyorlarsa blog harika bir yer.

 
Ah en önemli şeyi söylemeyi unutmuşum, eğer blog açmaya karar verdiyseniz bloglarınıza ziyaret edenlere dönüş yapmayı, başka bloglara gidip yorum yazmayı( merhaba seni takibe aldım bana da beklerim gibi yüzeysel yorumlar değil, yazıyı okuduğunuzu ve ilgilendiğinizi gösteren gerçek yorumlardan bahsediyorum ) ve size yapılan yorumları cevaplamayı ihmal etmeyin. Blog dünyası karşılıklı iletişim dünyasıdır, gelenleri evimize misafir gelmiş gibi düşünmek gerekiyor. Size yapılan üç yoruma cevap yazıp birisini atlamak , eve gelen misafirlerin üçüne hoş geldin deyip diğerine bakmadan içeri geçmeniz gibi bir şey.

7. Blog yazarlığı ile ilgili ilham aldığınız kişiler veya kaynaklar var mı?

Yok. İçimden geldiği gibi , kendimi mutlu edecek şekilde yazıyorum. Kendim gibi kişisel blogları okumayı seviyorum. Bir de kitap ve film blogları hoşuma gidiyor. Aslında bloglar tek bir konuda uzmanlaştıklarında daha başarılı oluyorlar sanırım ama ben hiçbir zaman tek bir konuyla yetinemeyeceğimden ortaya karışık devam ediyorum.

8. Gelecekte blogunuz için ne gibi planlarınız var?

Yazmaya devam etmek dışında bir plânım yok. Benim için bloğun en büyük anlamı benden sonra çocuklarıma bakıp gülümseyecekleri, annelerini yanlarında hissedecekleri bir yer olması.

9. Blog yazmayı dışında neler yapmaktan hoşlanırsınız?

Yürümeyi, müzik dinlemeyi, film festivallerine gitmeyi, değişik yerler görmeyi, karavanımızla kamp kurmayı, yapboz yapmayı, bulmaca çözmeyi, yabancı dil öğrenmeyi, kitap okumayı, konserlere gitmeyi, dans etmeyi, instagrama videolar hazırlamayı, ailemle vakit geçirmeyi, arkadaşlarımla buluşmayı, partiler düzenlemeyi çok severim .

10. Röportajı okuyanlar sizinle nasıl iletişime geçebilirler?

Bloğuma beklerim. Ben her zaman oradayım. https://metebilge.blogspot.com